20 Kasım 2009

Başımız önde Güney Afrika'ya gidiyoruz!

Böyle başlık atmış Le Figaro. Aynı durumda olduğumuzu düşünüyorum, Hürriyet böyle bir başlık atar mıydı? Böyle dürüstçe, böyle özeleştirisel. Veya Türk basını bu haksız kazancı övebilmek için konuya çeşitli açılardan bakıp, sürekli Maradona'nın golüyle benzerlikler kurarak, hakemin bize karşı da yaptığı haksızlıkları iderdeleyerek, ama başını öne eğmeden mi giderdi Afrika'ya? Bu yaklaşım farkının taraftarlık tutma kültürü ve tüm spora yaklaşım ile ilgili çok önemli olduğunu herkese hatırlatıyor, Fransa'da diğer basın kuruluşlarının olayı ele alış biçimlerini kısaca aktarıyorum:
Le Figaro'nun başmakalesinde, "Fransa'nın zaferi kimseyi mutlu etmedi, başımız önde Güney Afrika'ya gidiyoruz" denildi. 

Liberation gazetesinde çıkan bir haberde ise Henry'nin Güney Afrika'daki Dünya Kupası finallerine gönderilmemesi istendi.
Gazete, Fransız takımının "ahlaksız" bir şekilde barajı geçtiği ve rakibini "aldattığı" yorumunu yaptı.
Le Parisien gazetesi de "Sıkıntı" başlığı ile verdiği haberde, Henry'ye yönelik eleştirileri ön plana çıkardı ve "ağzımızda acı bir tat var" ifadesini kullandı.
Fransa'daki Beden Eğitimi Öğretmenleri Sendikası, dün yaptığı açıklamada, durumu "tartışmasız hilekarlık" olarak yorumlamıştı. Sendikadan yapılan açıklamada, "maçtaki gelişmeler, talebelere her gün öğrettiğimiz, dayanışma ruhu, kurallara ve rakibe saygı gibi ilkelere ters bir durum" ifadesi kullanılarak, beden öğretmenlerin tepkisi dile getirilmişti.
Kaynak: http://www.ajansspor.com/2010dunyakupasi/genel/h/20091120/vatandaslari_henryyi_topa_tuttu.html?kf_1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder