7 Nisan 2010

Allah Nazardan Saklasın!

Bir süredir ara zamansızlık ve futbol heyecansızlığımdan ara verdiğim yazılara dünkü maç ile tekrar başladım, başlamak zorunda kaldım. Arsenal - Barceona maçının ilk yarısını kaçırmıştım, çok pişman oldum. Herkes özellikle maçın ilk 20 dakikasındaki pas trafiğini ve tempoyu konuşuyordu. 'uzay futbolu' gibi tabirler dolanıyordu etrafta. Bu sefer daha bir kararlılıkla, rövanşı 15. dakikadan itibaren yakaladım. Sanırım bu sefer gördüm o pas trafiğini ve tempoyu. Gerçekten etkileyiciydi. PES oynarken topu ne kadar çok kaptırdığımı fark ettim. Modern futbolun ders kitabı gibi oynuyor, özellikle Barcelona. Arsenal da aynı prensipleri uyguluyor ama Barcelona fantastik noktada. Neredeyse hatasız oynayacaklar. Sürekli pas verecek boş adam bulmak, pası hep oyuncunun alabileceği şekilde vermek, koşu yoluna atılan topları hep doğru zamanda çıkarmak, bu teknik ve taktik anlayışı fizik üstünlüğüyle de birleştirmek, işte uzay futbolu bu. Arsenal gibi pas trafiği çok yoğun olan ve tempolu oyunuyla bilinen genç bir takımı paslar boğup, 20 dakika tempo yapıp bitirdiler. Oynuyorlar, hocam, adamlar oynuyorlar. 


Messi için ayrı bir paragraf gerekiyor elbette. Arsene Wenger demiş 'Sanki Playstation' diye. Dün sahada durdurulamazdı. Messi topu ayağına alıp şöyle bir hızlanmaya karar verdiğinde, savunmacıların çaresiz bakışlarını okuyabildik televizyonda. Son pozisyonda biraz fazla zorladı, ya da tam istediği açıya çekemedi topu, bu seferden kaleciden dönen topu aldı, bir an baktı, boşluğu ayaklarının arasında gördü ve gönderdi. 'Öyle olmadı, böyle atarım!' der gibi... Daha 2-3 hafta önce lig maçında yine 3 gol atmış, 4.'yü de muhtemelen İbrahimoviç atsın diye ceza sahasında ayağında topla savunmacılar düşürene kadar dolanmıştı. Allah nazardan saklasın, evet evet dün bizim spiker böyle demişti, şimdi de benim ağzımdan gayri ihtiyari çıktı. Spikerimizin bir diğer repliği de şöyle oldu: '....pas verecek arkadaşını arıyor, veee en iyi arkadaşını Messi'yi buluyor!'.  Tabii sahada olanlar bir Türk maç spikeri için, arayıp da bulamadığı fırsat, bir gurme için kurulmuş ziyafet sofrası gibiydi. Son olarak yine spikerin sözü ile noktalıyorum: 'Artık ayıp oluyor Messi!'

1 yorum:

  1. bu çocuk televizyon bozuyor, bu çocuk bilgisayar bozuyor!??

    YanıtlaSil